Another Woman – Woody Allen (1988)

“Öyle zamanlar vardır ki bir tarihçi bile geçmişe bakmamalıdır”

Kitabını yazmak için kiraladığı evde yan komşusu psikiyatristin bir kadın hastası ile konuşmalarını dinlemeye başlayan kadının dinlediği bu sohbetlerle birlikte kendi hayatını sorgulamaya başlamasının hikâyesi.

Woody Allen’ın 70’li yılların ikici yarısında başlayıp 80’li yıllara da sarkan “Ingmar Bergman” döneminden bir film. Bireyler arası ilişkiler, sorgulamalar, pişmanlıklar ve elbette bir kurum olarak aileye bakan “Bergmanesk” filmlerinden birinde Woody Allen, bir “Hannah and Her Sisters” veya “Interiors” kadar olmasa da ortalamanın üzerinde bir sonuç elde ediyor.

Tüm hayatı boyunca insanlara ve olaylara duygulardan uzak bakmayı tercih eden ve fazlası ile eleştirel ve yargılayıcı tavrı ile soğuk bir insana dönüşen baş karakterde Gena Rowlands başarılı oyunu ile göz dolduruyor. Karakterinin başlardaki kendine güvenli halinden keşfettiği gerçekler ile adım adım kaybolmaya başlamasını ama bir yandan da kendini yeniden biçimlendirecek gücü bulmasını sakin ama güçlü bir yorumculuk ile getiriyor karşımıza. Filmin diğer rollerinde de Mia Farrow’dan Gene Hackman’a, Ian Holm’dan Sandy Dennis’e zengin bir kadro var ve filmi “Bergmana da yakışır bir şekilde- bir oyunculuk filmi yapıyor bu durum.

Yine Bergman’ın izinden giderek oluşturulmuş bir oda tiyatrosu oyununun havasını taşıyan filmde tiyatronun kendisine de epeyce gönderme var. Rüya sahnesindeki tiyatro oyunu, baş karakterin gençlik arkadaşı tiyatro oyuncusu ve ilk eşe hediye olarak alınan mask filmin sahne sanatına olan göndermelerinden birkaçı. Hikâyeyi sürükleyen başarılı diyaloglar da filmin tiyatro atmosferini destekleyen bir diğer öğe. Tüm bu tiyatro referansları filmin sinemasal özelliklerinin ikinci plana düştüğü anlamına gelmemeli ama. Woody Allen’ın başarısı güçlü bir tiyatro dramının havasını ve zarafetini filmine yedirebilmesi ve gelişmelerin değil bu gelişmelerin bireyler üzerindeki etkilerini sakin, belki biraz durağan ama etkileyici bir biçimde aktarabilmesi.

Allen’ın başarısı filmi bir Bergman başyapıtı düzeyine taşıyor mu sorusuna verilecek en doğru cevap ise ”pek değil” olsa gerek. Woody Allen’ın Bergman’ın usta görüntü yönetmeni Sven Nkyvist ile bu ilk beraberliğinde filmin görsel atmosferi de Bergman filmlerinin havasını taşısa da bu film onların sahiciliğini o derece taşımıyor gibi. Bunun nedeni belki bu karakterleri, onların bunalımlarını vs ABD’de değil İskandinav ülkelerinde görmeye alışmış olmamız ama sanırım asıl problem şu: Örneğin “Interiors” filminde Allen Bergman’ı tam anlamı ile taklit etmişti ve onun filmlerinin havasını yakalamayı başarmıştı. Burada ise o havaya kendi yaratıcılığını da katmak istemiş ve başarmış da ama bu da zaman zaman soluk bir hal alan bir Bergman kopyasına dönüştürmüş filmi.

Sadeliği, Rowlands’ın oyunu, İsveçli ustayı hatırlatması ve uçlara gitmeden de sinemanın etkileyici hikâyeler anlatabileceğini göstermesi ile ilgiyi hak eden bir film. Başarılı ve baş karakterinin filmin bitiminden sonra da sizi terketmediği filmlerden biri ama aslı dururken ona öykünen bu çalışmanın gölgede kalacağı da açık. Görülmeli.

(“Başka Bir Kadın”)

(Visited 572 times, 12 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir