Shit Year – Cam Archer (2010)

“Hiç aynanın karşısında kendinizden nefret etmeye yetecek kadar uzun süre durdunuz mu?”

Mesleğini bırakan ellili yaşlarındaki bir kadın oyuncunun kendini ve hayatını sorgulama hikâyesi.

1982 doğumlu Amerikalı sinemacı Cam Archer’ın bu ikinci uzun metrajlı filmi avangart sinemanın örneklerinden biri. Siyah-beyaz çalışma hikâyesini düşler, gerçekler ve bunlardan hangisine ait olduğu anlaşılamayan sahneler eşliğinde anlatıyor ve sıradan seyiriciyi hayli ürkütebilecek tarzı ile zor bir seyir vaat ediyor.

Cam Archer’ın bu çalışması bir sinema öğrencisinin deneysel film çekme arzusu ile ortaya koyduğu bir çalışma havasında daha çok. Ellen Barkin’in benzersiz ve sık sık yakın plana gelen yüzünden ve filmi (ama olmayan/olamayan hikâyeyi değil) sürükleyen oyunculuğundan bolca yararlanan film genç oyuncu Luke Grimes’ı kullanımı ile de sık sık eşcinsel bir estetiğin peşinde görünüyor.Tekrarlanan diyaloglar, iki kişinin karşılıklı konuştuğu sahnelerin önce birini sonra diğerini gösteren farklı çekimlerle tekrarlanması, Kubrick’in 2001’inin final sahnesindeki parlak beyaz setleri çağrıştıran kareler ve Ingmar Bergman’ın filmlerindeki kadın karakterlerin izdüşümü gibi görünen bir Ellen Barkin… Tüm bunlar filmde bir bütünselliğe ulaşıp homojen bir resim oluşturamayınca hikâyenin yaşlılık, şöhret ve yalnızlık gibi temaları da çarpıcı ama amaçsız görünen bir görselliğin arkasında kalıyor. Zaman zaman bir videoklip estetiğinin cazibesine kapılmış gibi görünen filmin en parlak anları hikâyenin ve karakterlerin parlak beyaz ışıktan kendisini kaçırabildiği sahnelerde geliyor karşımıza. Örneğin kadın kahramanımız ile yine bir kadın olan komşusunun ormandaki yürüyüşünü gösteren ve tek çekimde gerçekleştirilen uzun sahne veya kadının bir okulun avlusunda yanına oturduğu genç bir öğrenci ile sigara içtiği kısa sahne yönetmenin becerileri hakkında ipucu veriyor bize ve deneyselliğin abartılmadığı (örneğin tüm o “simülasyon” bölümlerinin olmadığı) bir yaklaşımın filmi nerelere götürebileceğini gösteriyor.

Filmin çarpıcı ama bir o kadar da yorucu görselliğine eşlik eden şarkıları ise dört dörtlük. Filmde pek çok şarkısını seslendiren Sarabeth Tucek ve onun özellikle bir John Lee Hooker bestesi olan “Don’t Look Back” şarkısına getirdiği yorum filmin en büyük artılarından. Sonuç olarak bu deneysel film sevmek için “çaba” gerektiren filmlerden. Archer’ın filmin tüm unsurlarını uyumlu bir şekilde bir araya getirememesi ve deneyselliğin içinde kendisinin de kaybolmuş görünmesi bu çabayı gerekli kılıyor. İlginç ses kurgusu, Barkin’in bir oyuncu için neresinden yakalayabileceğini keşfetmesi hayli zor bir karakteri canlandırmadaki başarısı ve çarpıcılığı anlamının önüne geçmiş görüntüleri ilginç bir film yine de karşımızdaki.

(“Boktan Bir Yıl”)

(Visited 67 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir