Romantik Komünist – Saime Göksu / Edward Timms

romantik komunist“Nâzım Hikmet’in Yaşamı ve Eseri” alt başlığını taşıyan kitap, bu başlığın altını gerçek anlamı ile dolduran ve bu büyük edebiyatçıyı sadece biyografisi ile değil, eserleri ile de karşımıza getiren bir çalışma. Saime Göksu ve Edward Timms’in titiz, bir yüceltme veya saldırı tuzağına düşmeyen, hani nerede ise bilimsel diyebileceğimiz çalışması, Nâzım’ı eserleri ile iç içe geçen siyasî görüşleri ve aşkları ile birlikte ele alıyor ve bu ikisi olmasaydı o eserlerin ortaya çıkamayacağını gösteriyor. Yazara Stalin’in kızı tarafından, Stalinciliği hicvettiği için Sovyet yetkililer tarafından yasaklanan “İvan İvanoviç Var mıydı, Yok muydu?” adındaki oyunu nedeni ile atfedilen “romantik komünist” tanımının ne kadar isabetli olduğunu anlıyorsunuz kitabı bitirdiğinizde.

Girişte yazarların notlarının yanısıra, Rus yazar Yevgeni Yevtuşenko’nun kitabın İngilizce baskısı için yazdığı ve hayli değerli bir önsöz ve Türkçe basımı için, yazarın üvey oğlu Memet Fuat’ın yazdığı bir önsöz yer alıyor. Bu girişten sonra, kitap akıllıca bölümlere ayrılmış ve bu bölümler de birbirine ustalıklı bir şekilde bağlanmış olarak devam ediyor. Başta “Memleketimden İnsan Manzaraları” olmak üzere, Nâzım’ın kimi eserlerini (”Simavne Kadısı Oğlu Şeyh Bedreddin Destanı”, “Taranta Babu’ya Mektuplar”, vs.) hem edebî açıdan inceleyen hem de bu eserlerin hangi koşullarda, hangi aşk/politik olay vs.’den etkilenerek yazıldığını akıcı bir dille anlatan kitap şairi tanımak için ideal bir kaynak kesinlikle.

Yevtuşenko, önsözünde “Nâzım gerçekleşmeyen nice devrimci düşün yadigârı, 1920’lilerin romantik yıllarından kalma, benzersiz bir büyüleyicilikte canlı bir anakronizma ve Umutlara Büyük İhanet çağının gecikmiş ve trajik bir tanığıydı” diye yazmış. Kitap boyunca Nâzım ile birlikte Türk solunun ve Sovyetler’in tarihine de tanıklık ederken ve ideallerin nasıl hızla kaybedildiğini, iç çatışmaların/tartışmaların nasıl ilk günden başladığını keşfederken, politik inançlarını hep koruyan şairin içine çekildiği çekişmelere, karşılaştığı hayal kırıklıklarına ve kapıldığı ikilemlere rağmen inatla yaşamaya ve üretmeye devam etmesinin coşkusunu da hissettiriyor kitap ve ideallerin, ne zaman gerçekleşeceğinden ve hatta gerçekleşip gerçekleşmeyeceğinden bağımsız olarak, ne kadar değerli ve güzel olduğunu hatırlatıyor okuyucuya.

Politik şiirlerinde bile kişisel sesini yitirmeyen Nâzım Hikmet’in şair olarak, insan olarak ne kadar önemli olduğunu, üstelik de amacı bunu vurgulamak olmayan ve “tarafsız” bir dille yazılmış bir kitap aracılığı ile keşfetmek veya hatırlamak için okunması gereken kitap, “Ölüm düşüncesinden soyundum / giyindim haziran yapraklarını bulvarların” dizeleri ile Haziran’ın, Gezi’nin güzelliğine ve yaşama övgüsüne yıllar öncesinden selâm gönderen Nâzım’ı anlatan değerli bir çalışma.

(“Romantic Communist”)

(Visited 169 times, 1 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir