Urok – Kristina Grozeva / Petar Valchanov (2014)

Urok“Bana buraya yağ çekmeye geldiniz, değil mi? Bana yağ çekeceksiniz ve ben dur diyene kadar yağ çekmeye devam edeceksiniz. Eğer iyi yağ çekemezseniz, size sözleşmedeki maddeyi gösteririm. O maddede ödemeyi zamanında yapmazsanız, faiz oranını istediğim kadar artırabileceğim yazıyor ve eğer bana iyi yağ çekmezseniz, bu hakkımı kullanırım. Anlaşıldı mı?”

Sınıfında olan bir hırsızlığın failini bulmak ve ona ders vermek isteyen bir öğretmenin karşılaştığı maddi bir problem nedeni ile kendi doğruları konusunda tereddüde düşmesinin hikâyesi.

Bulgar sinemacılar Kristina Grozeva ve Petar Valchanov’un birlikte yazıp yönettikleri bir Bulgaristan ve Yunanistan ortak yapımı. Küçük bir Bulgar kasabasındaki bir kadın öğretmenin evinin elinden alınmasına neden olacak bir maddi kriz karşısında yaptıkları/yapmak zorunda kaldıklarına eğilen film trajik denebilecek bir hikâyeyi sakin ve belgesele yakın bir dil ile anlatan, atmosferi ile zaman zaman Romanya sinemasının son dönemdeki gerçekçi örneklerini hatırlatan ve başroldeki Margita Gosheva’nın duygularını çarpıcı bir biçimde “gizlediği” performansı ile dikkat çektiği başarılı bir çalışma.

İngilizce öğretmenliği yapan öğretmenin, kocasının beceriksizliği sonucu kredi borcu ödenemeyen evlerinin banka tarafından açık arttırmaya çıkarılarak satılmasını önlemeye çalışırken bir yandan da sınıfında olan bir hırsızlığın sorumlusu olan öğrenciyi bulmaya çalışmasını anlatıyor filmin hikâyesi. Kocasının onararak satmaya çalıştığı ama pek de başaramadığı karavanı için yaptığı harcamalar nedeni ile evleri için aldıkları kredinin borcunun ödenememesi sorunu ile karşı karşıya kalan kadın ek gelir için de alacağını bir türlü tahsil edemediği bir şirket için çeviri yapıyor. Gelir durumu iyi olmayan bir ailenin hikâyesi var karşımızda ve kocasının pasifliğini dengelercesine çözüm için her yolu zorlayan bir kadın karakteri anlatıyor bize film. Sınıfındaki hırsız öğrenci için “Kim olduğunu bulacağım ve ona güzel bir ders vereceğim” diyen kadının vermeyi niyetlendiği dersin hayat tarafından kendi önüne konması filmin başarı ile işlediği bir çelişkiyi yaratıyor ve Kristina Grozeva ve Petar Valchanov’un başarılı senaryosu ve yönetmenliği hikâyeyi seyre değer kılıyor kesinlikle. Oldukça sakin bir dili var iki sinemacının (ilk sinema filmleri olan “Avariyno Katzane – Zorunlu İniş” i de yine birlikte çekmişler) ve en dramatik anlarda bile kameralarını yorumlayan değil tespit eden bir biçimde kullanmışlar. Başroldeki Margita Gosheva’nın usta oyunculuğu da filmin bu sakin ve gerçekçi havasını destekliyor ve zenginleştiriyor. Kadının finalde çaresizlik sonucu başvurduğu eylem filmin gerçekçiliğinin dışında kalıyor gibi görünse de akıllı bir mizansenle bu eyleme “uzaktan” bakıyor kamera ve bu doğru tercih ile hikâyenin gerçekçiliğine zarar vermemeyi başarıyor yönetmenler. İki sinemacının el kamerası tercihleri ve kimi rollerde amatör oyuncu kullanımı da seçtikleri biçimsel anlayışa uygun görünüyor ve doğallığı besliyor hikâye boyunca. Bunların da üzerinde filmin belki de asıl başarısı, özellikle ilk yarım saatinden itibaren yaratmayı başardığı tedirginlik duygusu.

Kameranın hemen her anını takip ettiği kadının peş peşe gelen aksiliklerle baş etmeye çalışırken, planlar yapar ve bu planlar bozulduğunda bir yenisini kurmaya çalışırken ve belki de en önemlisi onurunu yitirmemeye çalışırken yaşadıkları gittikçe artan dozda bir tedirginliğe neden oluyor seyirci üzerinde. Edebiyattaki o sıkı küçük hikâyelerin tadını taşıyan senaryo “çakraların tıkanması” üzerinden yarattığı espri ile bile bu tedirginliği beslemeyi başarıyor. Filmin yoksulluk, bürokrasi ve suçlunun “iktidar”la işbirliği gibi konuları da ihmal etmeden derdini anlatabilmesi ve bunu tıpkı yukarıda vurguladığım gibi Romanya sinemasının başarılı örneklerinin düzeyindeki gerçekçi diyaloglarla destekleyebilmesi, Krum Rodriguez’in uzun planlarda alttan alta hep bir tedirginliği vermeyi başaran görüntüleri ve başarılı sosyal gerçekçiliği ile önemli bir çalışma bu ve Bulgaristan sineması için de ciddi bir başarı örneği. Margita Gosheva’nın karakterinin duygularını, mücadelelerini ve eylemlerini en ufak bir abartıya başvurmadan canlandırmaktaki üstün başarısının en büyük ödüllerinden biri olduğu film görülmeli, özet olarak.

(“The Lesson” – “Ders”)

(Visited 900 times, 10 visits today)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir